13 Şubat 2012 Pazartesi

izle,izle,izle ve uygula




“PAZARLAMA KARAR VERİCİLERİ olarak geçen yılın planını alıp, biraz değiştirip yeni yıla uyarladığımız günler geride kaldı. Ekonomik kriz sona erdiğinde, hepimizin normalleri değişmiş olacak. Bu dönem yeni ‘normali’ anlamaya çalışmakla geçecek.”
Dünyanın en büyük medya planlama network’lerinden OMD’nin
EMEA Bölgesi Stratejik Gelişim Direktörü Neil Hurman, değişen tüketiciyle birlikte pazarlamada kuralların yıkılıp yerine yenisinin konacağını bu sözlerle anlatıyor.
Gerçekten 2010ve 2011 herkesin yeni tüketiciyi, iletişim kanallarında meydana gelen değişimi, özetle pazarlamanın “yeni normal’ini anlamakla geçirdiği bir yıl oldu.

1. Artık “DEĞER” SATILIYOR
Artık en önemli pazarlama trendi ‘değer’ satmaktır. Bu trendi yaratan, dünyanın dört bir yanında kendini gösteren global durgunluk ve tüketicilerin değişen satın alma davranışları oldu.” Bu sözler, dünyanın en önemli yönetim danışmanlarından Jack Trout’a ait.
Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi Direktörü Dr. Cüneyt Evirgen de bu konuda Trout’la aynı fikirde. Müşteri memnuniyeti kavramının yerini artık “müşterinin algıladığı değeri yönetme” yaklaşımının aldığını söyleyen Evirgen, tüketicilerin artık alacakları değeri maksimize etmeye çalıştıklarını belirtiyor ve ekliyor. “Pazarlamacıların en çok yanıt aradığı sorular, ‘Ben müşteriye ne sunuyorum? Müşteri bunu ne kadar değerli buluyor?’ oldu. Markanın tüketiciyi ne kadar tatmin ettiği, sosyolojik ihtiyaçlar arkadaşının onaylaması ön plana çıkıyor. Dolayısıyla tatmin noktaları, ürünün ötesinde başka boyutlara gidiyor.”

2. HERKES SOSYAL MEDYADA
Hiç şüphesiz , artık pazarlamada “sosyal medya”nın gücü tartışmasız. Dijital mecra uygulamalarında inanılmaz artışlar yaşandı. ABD’de dijital mecraların reklam bütçelerinden aldığı pay yüzde 40’a ulaştı. Türkiye’de de pazarlama yöneticileri, dijital mecralarda markalarını daha görünür hale getirdi. Reklamverenler Derneği Başkanı Ahmet Pura, markaların online kanallardaki yüzlerini yenilemek üzere, yeni atılımlar yapmaya özen gösterdiklerini söylüyor. Şirketlerde pazarlama yöneticileri arasına, “dijital pazarlama müdürlerinin de katılması” bunun kanıtı.
Ünlü pazarlama gurusu Al Ries, “Her yer Twitter, Facebook ve Youtube’dan bahsediyor.

‘Eğer bir şirket sosyal medyada yer almazsa başarısız olur’ duygusu bile yaratıldı. Medyanın bu ayağı büyümeye devam edecek” diyor. Ancak Ries, pazarlamacıları uyarmadan da geçemiyor ve “Henüz bu medyada yaratılan hiçbir marka yok. Bu mecranın değerinin üstünde ilgi gördüğünü ve pazarlamacıların sıkıntı yaşayacağını düşünüyorum.”

3. GÜÇ TÜKETİCİYE GEÇTİ
GAP, 20 yıllık logosunu değiştirdi. Sosyal medya ayaklandı. Markanın tüketicileri, Twitter’da, Facebook’ta ve bloglarda yeni logoya açıkça karşı çıktı. Ve şirket, tüketicinin baskısına dayanamadı, eski logoya geri döndü. Artık tüketicinin markanın pazarlama stratejilerine müdahale ettiği bir sürece girildi. Zira beğenileri kadar yergilerini de anında bloglarına, tweet’lerine taşıyanların sayısı azımsanacak gibi değil. Bu nedenle yaklaşımlar, hep doğru ilişki kurma ve onu yönetme üzerine gelişiyor.

Pazarlama stratejileri büyük oranda, “tüketicilerin güvenini kazanma” üzerine kurgulandı. Reklamverenler Derneği Başkanı Ahmet Pura, mesajların iletim tarzında da farklılıklar yaşandığını söylüyor. “Artık tüketici değer yaratan markaları tercih etmeye başladı. Bu yüzden de tüketici, şeffaflık, güven ve fayda sağlayan şirketlerin birer marka yüzü olmaya başladı.”

4. KONTROL EDİLEMEYEN MEDYA
Pazarlamacıların odaklanacağı en önemli konu tüketicinin yarattığı ve kontrol edilemeyen medyayı kontrol etme olacaktır.

Tüketici, bir ürünü satın alırken her yönü ile araştırıyor, sorguluyor. En önemli yardımı bilgiye hızla ulaşmaktan alıyor. Ancak orada da bir tehdit var, çünkü her ulaştığı bilgi ya da yorum aslında ürünü doğru yansıtmayabiliyor. Cüneyt Evirgen, tüketicinin yarattığı medyaya karşı pazarlamacıların çok zor günler geçireceğini söylüyor ve “müşteri şikayetlerinden faydalananların” öne geçeceğini düşünüyor.

Pazarlamacılar en çok “izle, izle, izle ve uygula” stratejileri yaratması gerekiyor. “Pazarlamacıların bir ürünü müşteriye satma normalinden geçerek belki de bir ürünü müşterisine tasarlatma veya müşterisine özel tasarlama yeni normaline alıştığımız günleri yaşıyor olacağız.

5. YENİ DÖNEMİN PAZARLAMACISI
“Yeniliklere açık, tarafsız, dürüst, dinleyen, fark yaratmaya özen gösteren, analiz gücü yüksek, girişimci, küçük adımlarla başlayan ama büyük düşünen, sonuca odaklanan, geri bildirim alan bir lider

Ahmet Pura, “Kontrolü eline almış olan tüketicilerle hem iyi geçinmek onları yönlendirmek gibi yetkinliklere sahip olmaları gerekiyor. Cesaret ve esneklik anahtar iki kavram. Ayrıca global trendleri uygularken yerel eğilimleri uyum içinde harmanlama becerisine sahip olmaları gerekiyor.” Pazarlama Danışmanı Hakan Senbir ise “Pazarlama artık organizasyonun tamamıyla ilgili bir konu. Pazarlamanın topyekun bir savaş olduğu bugün kabul edilmiş durumda” diyor.

Kn: Özlem Aydın Ayvacı / Capital